kurtlar vadisi romantizmi

'Kurtlar Vadisi' usulü romantizm
Her zaman beni arayamazsın. Ben aradığımda mutlaka telefonuma çıkacaksın. Ivır zıvır yazı okumayı sevmem. Onun için öyle zırt pırt mesaj yazmak yok! Beni bütün arkadaşlarınla tanıştıracaksın. Benim istemediklerimi defterinden sileceksin. Mankenliği bırakacaksın. Evinin kadını olacaksın... Önceki gün Yüksel Aytuğ arkadaşımız yazdı. Bu romantik manifesto; 'Kurtlar Vadisi'nde Memati'nin sevgilisine tiradıymış. Yüksel her zamanki esprili üslubuyla gülümseyerek yazmış. Ama bir kadın olarak, meseleye gülümseyerek bakamıyorum. Kurtlar Vadisi'nin ülkemizde çok sadık bir erkek izleyici kitlesi olduğu ve bu kitlenin, dizinin karakterlerinin yaşam tarzından çok etkilendiğini biliyoruz. Onlar gibi giyinmeyi, racon kesmeyi, hatta onlar gibi konuşmayı çok sevdiklerini biliyoruz. Hatta dizi hakkında ileri geri konuşan gazeteci arkadaşlarımızı hırpalamayı sevdiklerini de. Şaşmaz Brothers yakaladıkları bu trendi paraya çevirmeyi çok iyi bildiler. Buna kimsenin lafı olamaz zaten. Ama bu arada birçok sosyal sorumluluğu da gözardı ettiler. Böylesine büyük bir erkek kitlenin ilgisini çekmişken, çaktırmadan da olsa sosyal hayata dair birkaç küçük operasyon yapmaktan çekindiler.

KADIN KAPAMA...
İşte Memati'nin bir ilişkiye başlarken bu saptamaları yapması bu nedenle sinir bozucu. Bu, "Ben ararım sen arayamazsın, ben arayınca çalmadan açacaksın. Mesaj filan anlamam ulenn; arkadaşlarını ben seçerim. Sokağa çıkmayı unut; ayağına sıkıveririm iki tane! Seni eve kapatıp senden sıkılana kadar tüm ipleri bana ver, zaten sen nesin ki sadece bir kadın" şeklinde 'sevgi ve saygıya dayalı düzeyli bir biçimde' aralarını açabileceğimiz lafları televizyonda çok seksi görünebilir... Ama bunlar birçok kadının üzerinde kurulan ve diziye öykünerek kurulacak baskının habercisidir. Çok ayıp! 'Kurtlar Vadisi' yazarları, dizilerinde kadına böyle davranılmasını isterken acaba hayatlarındaki kadınlara da böyle mi davranıyor? Bu tarz adamlar, bir kadını alır, sosyal hayatını bitirir ve onu evden çıkarmadan sokakta yenilerinin peşinde koşar. Delikanlılık böyle bir şey değil!